Erdoğan’ın “Karabağ zaferi” sözlerine Azerbaycan’dan sert tepki.
‘Azerbaycan’ devlet gazetesinde yayımlanan yazıda, iki ülke arasındaki ‘kardeşlik’ bağının ‘tek amaç için oynanan futbol maçına dönüştürülmemesi’ gerektiği vurgulanırken, ‘karşılıklı görevlerin’ yerine getirilmesi gerektiği vurgulandı. unutulmasın.
Azerbaycan Milli Meclisi’nin çıkardığı “Azerbaycan” gazetesinin 1 Ağustos tarihli başyazısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsrail ile ilgili açıklamalar yaparken Karabağ’ın zaferiyle ilgili sözlerine tepki gösterildi.
Gazetede, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in sözlerine yer verilerek, Karabağ’daki zaferin yalnızca “şanlı Azerbaycan ordusunun, yiğit askerlerinin ve kahraman halkının” olduğu vurgulandı.
Erdoğan, memleketi Rize’de 28 Temmuz’da katıldığı Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) Rize il teşkilatı toplantısında İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz’ın kendisine yönelttiği suçlamalara yanıt olarak şunları söyledi: “Sadece Karabağ’a girdiğimizde Libya’ya da girmiş olduk.” Eğer içeri girseydik aynı şeyi onlara da yapardık. Yapılmayacak hiçbir şey yok.” dedi.
“Mühimmat Her Kuruşa Değer”
Yazıda ayrıca Türkiye’nin Karabağ Savaşı sırasında gönderdiği mühimmatın yardım değil, “her kuruşunun ödendiği” mühimmat olduğu vurgulandı. “Bu arada, ‘askeri cephaneliğe yardım’ diye yayımlanan bilgi de yalan. Bunların hepsi askeri işbirliğinin ticari tarafıyla ilgili konular. Yani aldığımız her merminin, mühimmatın, teçhizatın parasını ödedik.” Bu belirtildi.
Aliyev’in savaştan 15 yıl önce bile Azerbaycan savunma sanayisinin geliştirilmesi ve modernizasyonuna yönelik sistematik ve tutarlı faaliyetler yürüttüğü, ayrıca askeri cephaneliği “en son teknolojiyi yansıtan her türlü silah ve teçhizatla” donattığı ifade edildi. Dünyadaki yenilikler.”
Türk üretimi Bayraktar insansız hava araçlarının (İHA’lar) savaş sırasında “güçlü havacılık ve taarruz sistemi” kapsamına alındığı ancak bu sistemin “sadece Bayraktarlarla ilgili olmadığı”na dikkat çekildi. Azerbaycan’ın İsrail yapımı İHA’ları da kullandığı biliniyor.
Yazıda, Azerbaycan’ın “zor zamanlarda her zaman Türkiye’nin yanında olduğu” hatırlatılarak, 6 Şubat 2023’te Türkiye merkezli meydana gelen deprem sonrasında Bakü’den gönderilen yardımlara İlham Aliyev’in Rusya ve Türkiye’den destek verildiği belirtiliyor. Kahramanmaraş ve etkilenen 11 ilinin Azerbaycan topraklarındaki Türk girişimci ve işletmelerinin faaliyetlerinin normalleşmesine ve “teşvik edilmesine” olan katkısına da değinildi.
İki ülke arasındaki “kardeşlik” bağının “tek amaç için oynanan futbol maçına dönüştürülmemesi” gerektiğinin altı çizilirken, “karşılıklı görevlerin” de unutulmaması gerektiği vurgulandı.
Makalede, Karabağ’ın zaferi için “Zaferin sahibi çoktur, yenilgi yetimler bırakır” atasözünün kullanılabileceği belirtiliyor ve ekliyor: “Milletimizin, milletimizin meşru zaferini geri alma çabalarını tüm Azerbaycan üzüntü ve derin hayal kırıklığıyla görüyor ve izliyor. ordumuz ve komutanımız ve onu kendimiz için talep edeceğiz.” kullanıldı.
Yazıda ayrıca şu ifadelere yer verildi: “Ermenilerin alçakça yalanını kardeşlerimizden duyduğumuzda yüreğimiz parçalanıyor, üzülüyoruz; Açıklamada, “Beklenmedik bir kaynaktan duyduğumuz bu sözleri ağır bir manevi darbe olarak değerlendiriyoruz” denildi.
Makalede ayrıca Türkiye’nin açıklamalarının “44 gün savaşı gerçeğini yerle bir ettiği ve Ermeni değirmenine tahıl döktüğü” belirtiliyor.
“Atalarımız sağ elin yaptığını sol elin bilmediğini, kardeşin kardeşine yaptığıyla övünmediğini söylerlerdi. Türkiye’nin Vatanseverlik Savaşı’nda siyasi ve manevi desteğin yanı sıra her türlü desteği sağladığını da varsayalım. Neden Ermenistan ve ABD, Fransa ve diğer tanınmış devlet ve güçler dahil dünyadaki Ermeniler bunu bir manipülasyona zemin olarak ilan etsinler?”
Makalede ayrıca şu ifadelere yer veriliyor: “Türkiye’nin veya başka bir ülkenin, Azerbaycan topraklarının işgalden kurtarılmasına katıldığını, siyasi ve manevi desteğin yanı sıra özellikle askeri alanda başka yardımlar da sağladığını iddia etmek temelden yanlıştır. “Bilerek veya bilmeyerek, ortak düşmanımız olan dünya Ermenilerine zemin kazandırmaktır!”
“Galibiyetin sorumlusu Türkiye değil”
Yazıda, Karabağ zaferinin sonuçlarının tüm Türk dünyasına ait olduğu vurgulanarak, zaferden “Türkiye’nin sorumlu olmadığı” vurgulandı.
Azerbaycan’ın Karabağ savaşında 3 binden fazla, bir günlük terörle mücadele operasyonlarında ise 200’den fazla şehidinin verildiğine değinilen yazıda, başka bir ülkenin temsilcisinin öldürüldüğü ya da yaralandığı yönünde herhangi bir bilginin bulunmadığı vurgulanıyor. bu süreçte.
“Ülkemizde şu anda 93.125 savaş gazisi bulunmaktadır. Bunlardan 4.685’i iç savaş nedeniyle engelli. “Şehitlerimizle birlikte savaşlara katılan askerlerimizin sayısı yaklaşık 97 bin” diyor.
“Karabağ’a girip Karabağ’ı kurtaran bu 97 bin Azerbaycan vatandaşı cesur ve kahramandır!” Yazıda ayrıca, Azerbaycan topraklarının işgalden kurtarılması konusunda Türkiye’nin veya başka herhangi bir ülkenin siyasi ve manevi desteğin yanı sıra “özellikle savaş alanında yardım” sağladığı belirtildi.
Türk medyasının konuya ilişkin yazdığı bölümde, “Yapay olarak yaratılan huzursuzluklara sağlıklı bir tavırla ve gerçek kardeşlik duyarlılığıyla yaklaşanların sayısının oldukça fazla olması”nın sevindirici olduğu belirtildi.
“Hankendi ve Şuşa’da dalgalanan Zafer bayrağı tüm Türk dünyası için gurur kaynağı olmalıdır, öyle olduğuna da inanıyoruz. Zafer hepimizindir, Karabağ da hepimizindir! “Yeter ki açık ve dürüst olalım.” Makale şu sözlerle sona erdi:
Bakü ile Erivan arasındaki ilişkiler, Ermeni askeri güçlerinin 1991 yılında Karabağ ve yedi komşu bölgeyi işgal etmesinden bu yana gergin durumda.
Azerbaycan, Eylül 2020’de başlattığı askeri operasyonlarla, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Azerbaycan toprağı olarak tanınan ve 30 yıl boyunca Ermeni işgali altında kalan Dağlık Karabağ’ı yeniden ele geçirdi. Karabağ’da işgalin sona ermesinden birkaç yıl sonra bölgede imar ve inşaat çalışmaları başladı.